Şirketiniz Neden Blog Yazmalı

Şirketiniz Neden Blog Yazmalı

Şirketler için blog bir dijital pazarlama aracıdır, ancak dijital pazarlama, özellikle yolun başında bir girişimciyseniz sizin için belirsiz olan bir terimdir. 

Blog Yazmak:

 Pazarlama ve satış, büyük ihtimalle sizin gözünüzde aynı anlama sahip ve birbirinin yerine geçebilen iki konsept olarak yer almaktadır. Bu tamamen yanlıştır. Satış müşteriye ürünün satılması sürecidir, oysa ki pazarlama, ürünün nasıl tanıtıldığı, müşterilerin bulunması ve onlara nasıl erişileceği gibi alanlarla ilgilenir.

Bu yüzden, sadece satışları yükseltmek için bir blog başlatmak yanlış olacaktır. Blogunuzu müşteri bulmak, onlara bilgi vermek ve değerinizi belli etmek için kullanırsınız – yani onlara dijital ortamdan kendinizi tanıtırsınız.

İnsanlar neden İnternete girer?

İster inanın ister inanmayın, insanlar sadece sizin ürünlerinizi almak için İnternete başvurmuyorlar. Bir blog sadece ürün tanıtmak için kullanılıyorsa ve herhangi bir bilgi sunmuyorsa, reklam bütçesinin büyük bir kısmını israf ediyor demektir. Eğer bu blog okuyucuyla online ortamda aradığı bilgi arasına giriyorsa durum daha da kötüleşir.

Bu durum bize blogun nasıl olması gerektiği hakkında bir fikir veriyor, öyle değil mi? İlk olarak, bir blog, insanların tüketmek isteyecekleri ilgili bilgiler sunmalıdır. İkinci olarak, bu bilgilere erişim sinir bozucu reklamlar ile kapatılmamalıdır.

Faydalanmak için fayda sağlamalısınız.

Neden bir girişimci oldunuz? Kendi patronunuz olmak istediğiniz için mi? Bir şeyi başkalarından daha iyi yapabileceğinizi düşündüğünüz için mi? Endüstrinizde bir uzmanken kendi yolunuzu mu çizmeye karar verdiniz?

Bu sorulardan herhangi birine yanıtınız evet ise, ister inanın ister inanmayın, bir uzmansınız. Belki tüm alan değil, bir kısmı hakkında bilginiz bulunmaktadır. Hatta bir uzman değilseniz bile, bu işin peşinden gidiyorsunuz – bu da birçok potansiyel girişimcinin gerçekleştirmek istediği bir rüyadır. Bu işi neden ve nasıl yaptığınız da en az işinizde iyi olmanız kadar önemlidir.

Bu bilgiyi çevrenizdeki insanlara yayın.

Öğrendiklerinizi yayın ve düzenli olarak paylaşım yapın ki, okuyucularınız bilgileri bulmak istediklerinde nereye başvuracaklarını bilsinler. Bunu yeteri kadar yaparsanız ürün ve hizmetlerinizi tanıyan potansiyel müşterilerden oluşan bir takipçi kitlesi yaratabilirsiniz. Henüz satın almaya hazır değillerse de markanız akıllarında yer edecektir ve belki de satın almaya hazır insanlarla markanızı paylaşacaklardır.

Arama motorları sizi derecelendiriyor.

İnternette fazlasıyla bilgi bulunmaktadır. Hatta her 18 ayda bir, tarihteki tüm verilerin sayısı iki katına çıkıyor ve bu süreç devamlı olarak hızlanıyor. Peki bu genişleyen bilgi denizi içinde nasıl sıyrılırsınız?

Arama motorları akıllıdır. Blogunuzu hayata geçirdikten kısa bir süre sonra arama motoru robotları (ya da botlar) yazılı içeriğinizi algoritmalarından geçirirler. Blogunuzda doğru gramer ve ifadeler kullanmışsanız ve ziyaretçileriniz içeriklerinizi beğenmişlerse, paylaşmışlarsa ya da onlara yorum yapmışlarsa sıralamanız yükselir.

Arama motorları ayrıca arama yapan kullanıcıların kullandıkları önemli anahtar kelimeler de ararlar. Web sitenizde bu anahtar kelimelerin kaçının bulunduğuna bağlı olarak, sitenizin ilgililiğini belirler ve sıralamalarınızda değişiklik yaparlar. Bu yüzden bir bloga başlamadan önce potansiyel okuyucularınızın ne bulmak istediklerini tahmin etmeli ve bunu bulmak için hangi kelime veya ifadeleri kullanacaklarını belirlemelisiniz.

Onlara verdiğiniz bilgiler orijinal, benzersiz, kaliteli, ilginç ve en önemlisi okuyucuların istediklerine hitap eden yapıda olmalıdırlar. Bu da dengeyi çok iyi kurmanız gerektiği anlamına gelir. En iyi tavsiyem, iyi yazılmış ve okuyucuyu bağlayan ilgili içerikler kullanmanız olacaktır. Arama motorlarında popüler anahtar kelimeleri araya serpmeyi sonraya bırakabilirsiniz, ama içeriğiniz iyi olmadıktan sonra, arama motorlarına ne kadar yaransanız da sonuç değişmeyecektir. Hatta ziyaretçileriniz web sitenize gelerek içeriğinizi beğenmeyebilirler, bu da size daha fazla zarar verecektir.

Peki ya blog sizin için gerekli mi?

Blog yazmak kolay bir iş olmadığından ve arama motorları çabalarınızı sıkı denetim altında tuttuğundan küçük bir şirket için bu işe girmek doğru bir adım olacak mıdır? Evet. Web siteniz blog sahibiyseniz arama sayfasında daha üst sırada gösterilir. İnsanların alışveriş için İnternete yönelmesi de bu sıralamayı önemli kılmaktadır.

Peki arama sayfasında yüksek sırada olmanın önemi nedir? Kolay. Günümüzde bilgiyi nasıl tükettiğinizi bir düşünün. İstediğinizi bulmak için sayfalarca bilgiyi gözden mi geçiriyorsunuz yoksa dikkatinizi ilk sayfaya vererek üst sıralardaki sonuçları gözden mi geçiriyorsunuz?

Markanızı ilk sayfanın üst sıralarında tutabilirseniz, web kullanıcılarının %95’ine ulaşabilirsiniz. Hatta insanlar sık sık bir ceset bulmak için en iyi yerin Google’ın ikinci sayfası olduğunu söyleyerek şakalaşırlar. Peki sizin blogunuz sıralamada nerede yer alıyor? Arama sonuçlarında birinci sırada siz mi varsınız? İkinci? Üçüncü? 400ncü? Bunun adı sayfa sıralamasıdır. Blogunuz ne kadar trafik çekerse, içeriğiniz ne kadar ilgi çekiciyse, ne kadar paylaşım ve beğeni toplarsa sırası o kadar yükselir. Bu da insanların sizi ürünleriniz, hizmetleriniz ve blogunuz ile bulabilmeleri anlamına gelir.

Blog yazılarınızı hangi sıklıkta paylaşmalısınız?

Blog yazmak egzersiz yapmak gibidir – ve devamlı olarak yapacağınız tek egzersizdir. Benim tavsiyem yazabildiğiniz her zaman yazmaktır.

Kendinizi bu yüzden strese sokmayın, sadece bir yerden başlayın. Ayda bir yazmak hiç yazmamaktan iyidir. Haftalık yazmak aylık yazmaktan iyidir ve günlük yazmak haftalık yazmaktan iyidir. Yapabileceğinizi yapın. Ne kadar yazarsanız o kadar kolaylaşır – bu yazılardan sağlanan trafikten bahsetmeme gerek bile yok diye düşünüyorum. Ancak, blog yazmaya ne kadar vakit ayırırsanız şirketinizden o kadar vakit çalmış olursunuz. Evet, pazarlama şirketinizi yönetmenin bir parçasıdır, ancak son blog paylaşımınızın ‘Blog Yazmaya Çok Zaman Ayırdığım İçin Şirketimi Nasıl İflasa Sürükledim’ başlıklı olmasını da istemezsiniz. Zaman bir para birimidir ve herhangi birinden daha değerlidir, özellikle de bir girişimciyseniz. Bu yüzden zamanınızı nereye harcadığınıza çok dikkat edin.

Ne hakkında yazmalısınız?

Blog yazmaya başladığınızda şirketiniz hakkında yazın. Müşterileriniz hakkında yazın. Ürünleriniz hakkında yazın. Başarılarınız, başarısızlıklarınız ve öğrendiğiniz dersler hakkında yazın. Ve, cesaretiniz varsa sizi girişimci olmaya iten hikayeyi okuyucularınızla paylaşın.

Bizim şirketimizde yukarıdakilerden hepsine değiniriz. Düzenli olarak okuyucularımıza kendi tecrübelerimi paylaşırız, büyümek için gerekli tüyolar veririz ve tabiî ki, hizmetlerimizin diğer  şirketlere ne gibi faydalar sağladığının altını çizeriz.

Küçük Şirketlerin değer önermeleri genelde büyük şirketlerin sağlayamayacağı kişisel ve özel ilgiye dayanır.Bir blog size bunu kullanmakta yardımcı olabilir.

Şirketinizin başarıları hakkında kişisel hikayeler ve bunları nasıl başardığınız hakkında okumak, okuyucularınıza güven ve empati empoze edecektir. Bu son derece önemlidir. Söylediğim gibi, insanlar bilgi bulmak için İnternete başvuruyor. Bu bilgilerden bazıları ürün değerlendirmeleri hakkında olabilir. Eğer müşterinizle blog üzerinden bir etkileşiminiz varsa yorum gücünü kendi lehinize kullanabilirsiniz. Ve kullanmalısınız da!

Yazılarınızı dışarıdan alabilir misiniz?

Evet, blog yazılarınızı profesyonel blog yazarlarına yazdırabilirsiniz. Ve evet, onlara okuyucuya hitap edecek yeni içerikler için ödeme yapabilirsiniz. Bu süreç, içerik pazarlama içinde yer alır.

Ancak, içerik pazarlama yanlış yürütüldüğünde kurnaz olabilir. Eğer bir blog yaratıp yazılarını dışarıdan almayı planlıyorsanız, içeriğinize en uygun yazarı bulduğunuzdan emin olun.

Yazarınızın markanızı iyi yansıttığından emin olun. Beraber nasıl çalışmaya karar verirseniz verin, yazarınızla markanız arasında bir tarz ve ifade bütünlüğü bulunmasını garanti altına alın.

Kaç blog yazınız olmalı?

Yazılarınızın kalitesi çok önemlidir. Ancak boyut da önemlidir. Mükemmel bir dünyada, rakiplerinizden daha sık paylaşım yapmak istersiniz, ve blogunuzda daha fazla makale bulunmasını istersiniz. Bu sayede arama motorları web sitenizin rakiplerinden daha aktif ve güncel olduğunu görebilirler. Ek olarak, daha çok yazı demek daha yüksek keşfedilme şansı demek.

Şöyle düşünün; blogunuza girdiğiniz her yazı ‘yalama tuzuna’ eklediğiniz tuzdur. Ne kadar çok yazınız varsa o kadar çok okuyucu çekersiniz. En güzeli de, yıllar sonra yazılarınızın hala ilgi çekebileceğidir. Bu yüzden şunu söylerim: ‘blog yazmak verilmeye devam eden bir hediye gibidir!’

Kaynak: Entrepreneur.com

0

Leave a Comment

You must be logged in to post a comment.